Her müslümanın, iyi komşular arasında ev araması lâzımdır. Çünkü Sevgili Peygamberimiz; (Ev satın almadan evvel, komşuların nasıl olduklarını araştırınız! Yola çıkmadan evvel, yol arkadaşınızı seçiniz!) buyurdu. Ve yine buyurdu ki:
(Komşuya hürmet etmek, anaya hürmet etmek gibi lâzımdır). Komşuya hürmet, onunla iyi geçinmekdir. Onun aç olduğunu bilerek, kendisi tok yatmamaktır. Allahü teâlânın kendisine ihsan ettiği rızıklardan ona da vermelidir. Onu incitecek söz ve harekette bulunmamalıdır. Hadis-i şerifte; (Komşusu, şerrinden emin olmayan kimse, Allahü teâlâya îmân etmemiştir) buyuruldu.
Gayri müslim vatandaşlardan olan komşuya da mümkün olduğu kadar hediye vermeli, iyilik yapmalıdır. Hadis-i şerifde, (Müslüman olmayan komşusunun bir hakkı, müslüman koşusunun iki hakkı, akraba olan komşusunun üç hakkı vardır.) buyuruldu.
Komşu olan evlerin adedi, zamanın şartlarına ve insanın yardım kudretine göre değişir. Her taraftan birer, ikişer ve nihayet kırk ev komşuluk hakkına mâlik olur.
Komşunun yaptığı eziyetlere ve câhilce hareketlerine sabır etmeli, karşılık vermemelidir. Alkollü içkinin ve dinimizde yasak edilen çeşitli günahların haram olduğunu güler yüz ve tatlı dil ile anlatmalıdır. Komşular, günah işlediklerini görüp de nasihat vermeyen ve kendileri ile görüşmeyen, Cehennemden kurtulmaları için yardım etmeyen komşularını, Kıyamet günü Allahü teâlâya şikayet edecekler, maddi ve manevi haklarını isteyeceklerdir.
Komşunun çocuklarını eli ile okşamalı, namaz kılmaları ve günah işlememeleri için, tatlı dil ile nasihat etmelidir. Hadis-i şerifte: (Evinizde pişen yemekten,komşunun hakkını veriniz!) buyuruldu. Ödünç olarak ve ariyet olarak istediğini hemen vermelidir.
Komşusu hasta olunca, ziyaretine gitmelidir. Sıkıntıya düşünce, imdadına yetişmelidir. Hadis-i şerifte; (Sıkıntıya düşen komşusuna yardım eden, sıkıntısını gideren kimseye, Allahü teâlâ kıyamet günü kıymetli elbise giydirecektir) buyuruldu.
Cenazesi olunca, "Ta'ziye" etmeli, yani sabır etmesini söylemeli ve cenazesinin hizmetine koşmalıdır.
Komşusu sefere, uzak vazifeye gidince, geride kalan ailesini, çocuklarını, hırsızların, ahlâksızların şerlerinden, zararlarından muhafaza etmeli, onlara yardımcı olmalıdır.
Komşusuna veremiyeceği meyve, tatlı gibi şeyleri evine ondan gizli getirmelidir. Evini satacağı veya kiraya vereceği zaman ona danışmak, onun izin verdiği kimseye vermelidir.
Dünyada en kıymetli şey, müslüman, sâlih (iyi, temiz), Allahü teâlânın ve mahlukların haklarını bilen ve gözeten komşudur. Hadis-i şerifte; (Allahü teâlâ bir sâlih müslümanın hürmetine, komşularından binlerce belâyı, felaketi uzaklaştırır) buyuruldu. Ve yine (Kendisinin iyi mi, kötü mü olduğunu anlamak isteyen kimse sâlih, hâlis olan komşularının kendisi hakkında ne dediklerini öğrensin, îyi kimsedir diyorlarsa, Allahü teâlânın yanında iyi olduğunu anlasın!) buyuruldu.
Herhangi bir kimseye yapılması haram olan bir fenalık, komşuya yapılırsa, günahı kat kat daha fazla olur. Herhangi bir kimseye yapılması sevap olan bir iyilik, komşuya yapılırsa, sevabı kat kat daha fazla olur.
Sevgili Peygamberimiz buyurdular ki, (Komşunun komşu üzerinde on hakkı vardır:
1- Borç istediği zaman, borç vermek;
2- Evine misafirliğe davet edince gitmek;
3- Hastalanınca ziyaretine gidip, halini sormak, ona şefkat üzere olmak;
4- Bir işte yardım isterse, yardım etmek;
5- Başına bir belâ gelince, baş sağlığı dilemek, geçmiş olsun demek;
6- Bir iyilik ve iyi haberle karşılaşınca, gözün aydın demek;
7- Ölünce cenazesinde bulunmak ve defni ile meşgul olmak;
8- Kaybolur, eve gelmez, gurbete çıkarsa evini beklemek;
9- Ondan gelen sıkıntıya katlanmak..
10- Onunla kavga ve münakaşa etmemek.)